Hakaret Suçu Nedir?
Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Şerefe Karşı Suçlar" bölümünde düzenlenmiş olup madde aşağıdaki gibidir:
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte
somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve
saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek
işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi
halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için fiilin objektif olarak mağdurun saygınlığına bir saldırıda bulunuyor olması ve o kişinin şerefini zedeleyebilecek nitelikte olması gerekir.
Bu suç, mağdurun yüzüne karşı da işlenebilir, mağdurun yokluğunda da işlenebilir. Mağdurun gıyabında işlenen hakaret suçunda bu suçun en az 3 kişi tarafından öğrenilmesi gerekmektedir, bunun için bu kişilerin suç eylemini öğrendikleri anda bir arada bulunmaları ya da birbirlerinden haberleri olmaları da gerekmez.
Hakaret olarak sayılabilecek sözler çeşitlilik arz etse de kaba olarak sayabileceğimiz, rahatsız edici bazı sözlerin söylendiği zaman, yer ya da etkisine göre bu suç kapsamına girmemektedir; "terbiyesiz", "ahlaksız", "çok cahilsin" gibi. Belirli sınırlar dahilinde yapılan eleştiriler bu suç kapsamına girmeyeceği gibi beddua niteliğindeki bazı sözler de girmemektedir; "Allah belanı versin.", "Allah'ından bul." gibi.
Şaka yapmak, alay etmek amacıyla söylenen sözler hakaret suçunun şartlarını sağlıyorsa bu durumda yine suç oluşacaktır.
Hakaret Suçunun Şartları Nelerdir?
- Eylem kişinin onur, şeref ve saygınlığına yönelik olmalıdır.
- Bu suç seçimlik hareketli bir suç olup birden fazla hareket ile işlenmesi mümkündür. Bunlar; somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövme biçiminde gerçekleşir.
Somut bir fiil veya olgu isnat etmek: Failin mağdura yönelik olarak doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilecek bir fiil veya olgu isnat etmesidir.
Sövme: Kişiyi rencide edebilecek tamamen soyut bir değer yargısı ifade eden sözler söylenmesidir.
Mağdurun belirlenmesi
Madde 126- (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
İsnadın ispatı
Madde 127- (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye
ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı
verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin
kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı
bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.
İddia ve savunma dokunulmazlığı
Madde 128- (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya
sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da
olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve
değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması
gerekir.
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde,
verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre,
taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi,
ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Hakaret Suçunun Nitelikli Hâlleri Nelerdir?
➜ Hakaret suçunun aşağıda sayılan hâllerde işlenmesi durumunda, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
- Kamu Görevlisine Karşı Görevinden Dolayı İşlenmesi:
Mağdurun yerine getirdiği görev ile işlenen hakaret suçu arasında nedensellik bağlantısı olması şarttır. Suçun, ayrıca kamu görevi yerinde işlenmesi gerekmemekte olup kamu görevlisinin görevi nedeniyle işlenmesi yeterlidir. - Dini, Siyasi, Sosyal, Felsefi İnanç, Düşünce ve Kanaatlerini Açıklamasından, Değiştirmesinden, Yaymaya Çalışmasından, Mensup Olduğu Dinin Emir ve Yasaklarına Uygun Davranmasından Dolayı İşlenmesi:
Kişilerin dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklaması, değiştirmesi veya dinin gereklerine uygun davranması anayasal özgürlüktür. Bu özgürlüklere yönelmiş bir hakaret suçunun faili daha ağır cezalandırılır. - Kişinin Mensup Bulunduğu Dine Göre Kutsal Sayılan Değerlerden Bahisle İşlenmesi:
Bu nitelikli hâlin uygulanması için, dini değerler üzerinden somut ve belirli bir kişiye hakaret edilmesi gerekmektedir. Genel ve soyut olarak halkın bir kesiminin benimsediği bir dine yönelik olarak ve belirsiz sayıda kişiye yönelik alenen hakaret edilmesi halinde TCK madde 216/3 uygulanacaktır.
➜ Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. Aleniyetin kabulü için de suçun işlendiği yerde başkalarının bulunması yeterli değildir. Aleniyetin varlığı için hakaretin içeriğinin belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması gerekmektedir.
Hakaret Suçunda Haksız Tahrik Hükümleri Uygulanır mı?
Hakaret suçunda özel olarak haksız tahrik uygulaması düzenlenmektedir. TCK madde 129/1’e göre, hakaret suçunun bir haksız fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde faile ceza verilmeyebilir veya cezası 1/3’üne kadar indirilebilir.
TCK madde 129/2’ye göre, hakaret suçunun yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde faile ceza verilmez.
Hakaret Suçu Şikâyete Bağlı mıdır?
Hakaret suçu şikâyete bağlı bir suçtur, soruşturmanın başlatılması için mağdur olduğu iddiasında bulunan kişinin durumu yetkili mercilere iletmesi gerekir. 6 ay içerisinde mağdur şikâyetini doğrudan ya da avukatları aracılığıyla bulunduğu yerdeki adliyeden Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunabilirler.
Hakaret Suçu Uzlaştırmaya Tabi midir?
Hakaret suçu CMK madde 253 gereği uzlaştırmaya tabi bir suçtur. Uzlaştırmaya tabi bir suç olduğundan, hakaret suçu hakkında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması şarttır. Ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilebilecektir.
Ancak, kamu görevlisine veya cumhurbaşkanına hakaret suçu işlendiğinde bu suç şikâyete tabi suçlardan olmadığından uzlaştırma kapsamında da değildir. Bu hâlde, uzlaştırma prosedürü uygulanmadan yargılama devam edecektir.
Hakaret Suçu İle İlgili Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2017/460
K. 2018/1202
T. 14.3.2018
• KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS ( Meydana Gelen Zarar ve Tehlikenin Ağırlığı Birlikte Dikkate Alınarak Dokuz Yıldan On Beş Yıla Kadar Hapis Cezası Öngören 5237 S. TCK'nun 35. Md. Hükmü Uyarınca Yapılan Uygulama Sırasında Alt ve Üst Sınırlar Arasında Makul Bir Ceza Tayini Gerektiği )
• HAKARET ( Katılan Sanığın Üzerine Atılı Hakaret Suçunun Uzlaştırmaya Tabi Olması Karşısında Kanun Değişikliğine Göre Adı Geçen Katılan Sanığın Hukuki Durumunun Yeniden Değerlendirilmesinde Zorunluluk Bulunduğu )
• TEMEL CEZANIN TAYİNİ ( Alt ve Üst Sınırlar Arasında Makul Bir Ceza Tayini Yerine Hiç İsabet Bulunmayan Hallerde Uygulanma Olasılığı Olan Alt Sınırdan Dokuz Yıl Hapis Cezasına Hükmolunarak Eksik Ceza Tayininin Hatalı Olduğu - Kasten Öldürmeye Teşebbüs )
• UZLAŞTIRMA ( Yasa Değişikliğinin Sanık Lehine Olması ve Katılan Sanığın Üzerine Atılı Hakaret Suçunun Uzlaştırmaya Tabi Olması Karşısında Söz Konusu Kanun Değişikliğine Göre Adı Geçen Katılan Sanığın Hukuki Durumunun Yeniden Değerlendirilmesi Gerektiği )
5237/m.35
5271/m.254
ÖZET : Meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak, 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 Sayılı TCK.nun 35. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yerine, hiç isabet bulunmayan hallerde uygulanma olasılığı olan alt sınırdan 9 yıl hapis cezasına hükmolunarak eksik ceza tayini, hatalıdır. 6763 Sayılı Kanun'un 35. maddesiyle değişik 5271 Sayılı Kanun'un 254. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "uzlaştırma işlemleri" ibaresi "kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin" şeklinde ve "göre, mahkeme tarafından yapılır." ibaresi "göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir." şeklinde değiştirilmiş bulunması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması ve katılan sanığın üzerine atılı hakaret suçunun uzlaştırmaya tabi olması karşısında, söz konusu kanun değişikliğine göre adı geçen katılan sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
DAVA : Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : TÜRK MİLLETİ ADINA
Temyiz dilekçelerinin kapsamı ve temyiz edenlerin sıfatlarına göre; sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme, mağdurlar ..., ...,..., ..., ...'a yönelik olası kastla yaralama, mağdurlar ..., ... ve ...'ye yönelik olası kastla basit yaralama, sanık ... hakkında; katılan ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarına yardım etme, katılan sanık ... hakkında; mağdurlara yönelik hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik katılan ... ile sanık ... müdafiinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme, mağdurlar ..., ..., ..., ..., ...'a yönelik olası kastla yaralama, mağdurlar ..., ...ve ...'ye yönelik olası kastla basit yaralama, katılan sanık ... hakkında; mağdurlar mağdurlar ... ve ...'ya yönelik hakaret suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, takdire ve sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu yönünden tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş ve reddedilmiş, sanık ... hakkında; katılan ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarından elde edilen delillerin mahkumiyete yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan katılan ... ile sanık ... müdafiinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
Sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ye yönelik mala zarar verme, mağdurlar ..., ..., ..., ..., ...'a yönelik olası kastla yaralama, mağdurlar ...,... ve ...'ye yönelik olası kastla basit yaralama suçları yönünden yapılan incelemede;
Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 Sayılı kararı ile TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama kanuna aykırı ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CMUK'nun 322. maddesinin tanıdığı yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının mahsus bölümünde yer alan TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına dair bölümün "Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararındaki hususlar gözetilerek TCK'nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN mahkumiyet hükümleri ile sanık ... hakkında; katılan ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarından kurulan beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,
Sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu ile katılan sanık ... hakkında; mağdurlar ... ve ...'ya yönelik hakaret suçları yönünden yapılan incelemede;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık ...'ın tüfekle ateş etmesi sonucu katılan sanık ...'de göğüs sol tarafta biri aksilla diğeri precordisim altında olmak üzere 2 adet; batın sol tarafta 1, sol uylukta 5, sağ uylukta 3, sternumda 2, sol bacakta 8 ve sol ayakta 1 adet saçma girişinin bulunduğu ve adı geçenin hayatını tehlikeye maruz bıraktığı olayda;
1- ) Meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak, 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 Sayılı TCK.nun 35. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yerine, hiç isabet bulunmayan hallerde uygulanma olasılığı olan alt sınırdan 9 yıl hapis cezasına hükmolunarak eksik ceza tayini,
2- ) 02/12/2016 tarih ve 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun'un 35. maddesiyle değişik 5271 Sayılı Kanun'un 254. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "uzlaştırma işlemleri" ibaresi "kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin" şeklinde ve "göre, mahkeme tarafından yapılır." ibaresi "göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir." şeklinde değiştirilmiş bulunması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması ve katılan sanık ...'nin üzerine atılı hakaret suçunun uzlaştırmaya tabi olması karşısında, söz konusu kanun değişikliğine göre adı geçen katılan sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- ) Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 Sayılı kararı ile TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, katılan sanık ...'nin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmekle, hükümlerin CMUK'nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 14.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
E. 2004/7515
K. 2005/18691
T. 21.9.2005
• HAKARET ( Kovuşturulmasının Şikayete Bağlı Olması ve Mağdurun Şikayetçi Olması - Uzlaştırma İşlemi Yapılıp Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gereği )
• KOVUŞTURULMASI ŞİKAYETE BAĞLI SUÇ ( Mağdurun Şikayetçi Olması/Uzlaştırma İşlemi Yapılıp Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gereği - Hakaret )
• UZLAŞTIRMA ( Hakaret Suçu/Kovuşturulmasının Şikayete Bağlı Olması ve Mağdurun Şikayetçi Olması - Uzlaştırma İşlemi Yapılıp Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gereği )
• LEHE OLAN KANUNUN UYGULANMASI ( Sövme Suçundan Açılan Kamu Davasında Mahkumiyet Kararından Sonra Yapılan Kanun Değişiklikleri - Getirilen Uzlaşma Hükmünün Uygulanması Gereği )
765/m. 482
5237/m. 7, 73, 125, 131
5252/m. 9, 12
5271/m. 253, 254
5320/m. 18
ÖZET : 5237 Sayılı TCK'nın 125. maddesinde düzenlenen ve sanığın eylemine uyan hakaret suçunun aynı kanunun gereğince kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi hali hariç olmak üzere soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olması ve mağdurun şikayetçi olması karşısında aynı kanunun 73.maddesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Açıklanan tüm bu düzenlemelerin hüküm tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olması karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
DAVA : Sövme suçundan sanık A. 'in yapılan yargılaması sonucunda ; Mahkumiyetine dair ( U. ) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 11.3.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenmekle ve dosya C. Başsavcılığının 15.3.2004 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
KARAR : Sanık hakkında sövme suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, eylemin 765 Sayılı TCK.nun 482/3. maddesine uygun gerçekleştiğinin kabulü ile kurulan hükümde suç niteliklerinin belirlenmesinde ve uygulanan kanun maddesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
12.10.2004 gün ve 25611 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasında "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" şeklinde düzenleme yapılmış, 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde ise, lehe olan hükümlerin uygulanması usulleri belirlenmiş, bu kanunun 12.maddesi ile de 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin kurallar yeniden düzenlenmiş, 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 18. maddesi ile de, 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
5237 Sayılı TCK.nun 125. maddesinde düzenlenen ve sanığın eylemine uyan hakaret suçunun aynı kanunun 131/1. maddesi gereğince kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi hali hariç olmak üzere soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olması ve mağdurun şikayetçi olması karşısında aynı kanunun 73.maddesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Açıklanan tüm bu düzenlemelerin hüküm tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olması karşısında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7.maddesi ile 5252 Sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 21.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. CEZA DAİRESİ
E. 2015/21222
K. 2017/1815
T. 20.2.2017
• HAKARET ( Kişilere Yönelik Her Tür Ağır Eleştiri veya Rahatsız Edici Sözlerin Hakaret Bağlamında Değerlendirilemeyeceği Sözlerin Açıkça Onur Şeref ve Saygınlığı Rencide Edici Nitelikte Somut Fiil veya Olgu İsnadı İçermesi Gereği - Cezai İşlem Uygulayan Polislere Siz Terbiyesizsiniz Şeklindeki Kaba Hitap Tarzındaki Sözlerin Müştekilerin Onur ve Şerefini Recide Edici Boyutta Olmadığı Hakaret Suçunun Oluşmadığı )
• GÖREVİNİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME ( Cezai İşlem Yapan Polis Memurlarına Kızım Ağır Ceza Hakimi Sizi Doğuya Sürdüreyim Şeklindeki Sözlerin Görevi Yapırmamak İçin Direnme Suçunu Oluşturmadığı - Polis Memurlarına Siz Terbiyesizsiniz Şeklindeki Sözlerinin Şeref ve Saygınlığı Rencide Edici Boyutta Olmadığı Hakaret Suçunun Unsurlarının Oluşmadığı )
• CEZAİ İŞLEM UYGULAYAN POLİSLERE SİZİ DOĞUYA SÜDÜREYİM SİZ TERBİYESİZSİNİZ ŞEKLİNDEKİ SÖZLER ( Görevini Yaptırmamak İçin Direnme - Hakaret )
5237/m. 125
ÖZET : Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- ) Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın müşteki polisler cezai işlem uyguladıkları sırada müşteki polislere hitaben “siz terbiyesizsiniz” şeklindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- )Mahkemece kabul edilen oluşa göre, sanığın müşteki polis memuruna hitaben “benim kızım Ankara'da ağır Ceza hakimi, sizi doğuya sürdüreyim” diyerek tehdit yoluyla direndiğinden bahisle mahkûmiyet kararı verilmiş ise de, sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme konusunda herhangi bir yetki ve gücü bulunmayıp, anılan sözlerinin tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirildiğinde tehdit niteliğinde olmadığı ve görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmadığının gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Hakaret suçundan kurulan hükümde, uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 53/2-3. madde ve fıkrası göz önünde bulundurularak aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülerek tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 Sayılı CMUK'nın 326/ son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
E. 2020/4252
K. 2020/1144
T. 22.9.2020
• TEFECİLİK SUÇU ( Olayda Bedelin Tahsil Edilmeye Çalışılmasında Kazanç Elde Etme Maksadının Bulunduğu ve Yüklenen Suçun Tüm Unsurlarıyla Oluştuğu - Sanığın Mahkumiyeti Yerine Dosya Kapsamı ve Oluşa Uygun Düşmeyen Gerekçelerle Yanılgılı Değerlendirme Sonucu Beraat Kararı Verilmesinin Hatalı Olduğu )
• ÖDÜNÇ PARA VERME ( Müştekinin ve Sanığın Aşamalardaki Beyanlarına Göre Suç Tarihinin Ödünç Para Verme Eylemlerinin Devamlılık Arz Ettiği - En Son İcra Takibine Konu Senedin Düzenlenme Tarihi Yerine Gerekçeli Karar Başlığında 2008 Olarak Gösterilerek CMK'nın 236/6 Maddesine Muhalefet Edilmesinin Hatalı Olduğu )
• HAKARET ( Sanığın Hazırlıktaki İkrar İçeren Anlatımları ile Diğer Sanığın Soruşturma Aşamasında Kolluğa Vermiş Olduğu İfadesinde Eşi Sanığın Katılanı Arayarak Hakaret İçerikli Sözler Söylediğini Beyan Ettiği - İlgili Sanığın Suç Tarihinde Müştekiye Telefon Ederek "Şerefsiz, Orospu Çocuğu" Gibi Sözler Sarf Etmek Sureti ile Hakaret Suçunu İşlemesi Nedeniyle Mahkumiyetine Karar Verilmesi Gerektiği )
• UZLAŞTIRMA ( Sanığa İddianamede İsnat Edilen Hakaret Suçunun Uzlaştırma Kapsamında Bulunduğu ve Soruşturma ve Kovuşturma Aşamasında Uzlaştırma İşleminin Yapılmadığının Anlaşıldığı - Uzlaştırma İşlemi Uygulanarak Sonucuna Göre Sanığın Hukuki Durumunun Bu Kapsamda Tekrar Değerlendirilip Belirlenmesinde Zorunluluk Bulunmasının Bozmayı Gerektirdiği/Açıklanan Nedenlerle Kararın Bozulması Gerektiği )
5237/m. 32, 7, 125/1, 241
5271/m.236/6, 253
ÖZET : Dava, tefecilik ve hakaret suçuna ilişkindir. Olayda, bedelin tahsil edilmeye çalışılmasında kazanç elde etme maksadının bulunduğu ve yüklenen suçun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yanılgılı değerlendirme sonucu beraat kararı verilmesi hatalıdır.
Müştekinin ve sanığın aşamalardaki beyanlarına göre suç tarihinin ödünç para verme eylemlerinin devamlılık arz ettiği ve en son icra takibine konu senedin düzenlenme tarihi yerine gerekçeli karar başlığında 2008 olarak gösterilerek CMK'nın 236/6 maddesine muhalefet edilmesi hatalıdır.
Sanığın hazırlıktaki ikrar içeren anlatımları ile diğer sanığın soruşturma aşamasında kolluğa vermiş olduğu ifadesinde eşi sanığın katılanı arayarak hakaret içerikli sözler söylediğini beyan etmesi, ilgili sanığın suç tarihinde müştekiye telefon ederek "Şerefsiz, o.u çocuğu" gibi sözler sarf etmek sureti ile hakaret suçunu işlemesi nedeniyle mahkumiyetine karar verilmesi gerekir.
Sanığa iddianamede isnat edilen hakaret suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu ve soruşturma ve kovuşturma aşamasında uzlaştırma işleminin yapılmadığı anlaşıldığından uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir.
DAVA : Dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : 1- )...'ın sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanık ... hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK'nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müşteki ...'ın katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ...'ın temyiz talebinin 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2- ) Katılan ...'ın sanıklar haklarında tehdit suçundan verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan ...'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
3- ) Katılan hazine vekilinin sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazları ile Cumhuriyet savcısı ve katılan ...'ın sanık ... hakkında hakeret suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
A- ) Sanık ... 'ün tefecilik suçundan verilen beraat kararı bakımından;
a- ) Yargıtay'ın yerleşik içtihatları nazara alındığında sanığın tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmesi için birden fazla kişiye faizle borç vermesi gerekmediği, bir kişiye bile kazanç elde etmek maksadıyla borç para vermesi halinde suçun subut bulacağı dikkate alınarak, müştekinin aşamalardaki değişmeyen tutarlı, yeterli ve istikrarlı beyanı, tanık beyanları, sanık ...'ün 10.000 TL alacağı olmasına rağmen düzenlediği senede 15.000 TLn yazdığını kendi ifadesinde belirttiği, dosya içerisinde bulunan icra takip evrakında takibin 15.000,00 TL bedel üzerinden yapıldığı, müştekinin çalıştığı işyerine maaş haciz yazısının da 19.350,00 TL bedel üzerinden gittiğinin anlaşılması karşısında bedelin tahsil edilmeye çalışılmasında kazanç elde etme maksadının bulunduğu, yüklenen suçun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden, mahkumiyeti yerine dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
b- )Müştekinin ve sanığın aşamalardaki beyanlarına göre suç tarihinin ödünç para verme eylemlerinin devamlılık arz ettiği ve en son icra takibine konu senedin düzenlenme tarih olan 15/11/2008 tarihi yerine gerekçeli karar başlığında 2008 olarak gösterilerek CMK'nın 236/6 maddesine muhalefet edilmesi,
B- ) Sanık ... ...'ün hakaret suçundan verilen beraat kararı bakımından ,
Sanığın hazırlıktaki ikrar içeren anlatımları, diğer sanık ...'ün soruşturma aşamasında kolluğa vermiş olduğu 19/08/2009 tarihli ifadesinde eşi sanık ...'in katılanı arayarak hakaret içerikli sözler söylediğini beyan etmesi, sanık ...'in suç tarihinde müştekiye telefon ederek "Şerefsiz, o..u çocuğu" gibi sözler sarf etmek sureti ile hakaret suçunu işlediği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken beraatine karar verilmesi,
Sanığa iddianamede isnat edilen TCK 125/1'de düzenlenen hakaret suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında uzlaştırma işleminin yapılmadığı anlaşılmış olmakla, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, katılan ... ve o yer Cumhuriyet savcısı ile Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 22.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2008/565
K. 2009/13635
T. 7.7.2009
• HAKARET ( Sanığın İnternet Sitelerinde Yayınladığı Klipte "...Tayyip Uyan Ülke Elden Gidiyor Lan..." Diye Hitap Ettiği/Tümceyi Parçanın Nakaratı Olarak Defalarca Tekrarladığı - Eleştiri ve Sitem Sınırları Aşıldığından Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmemesi Gerektiği )
• INTERNETTE YAYINLANAN KLİP VE ŞARKI YOLUYLA HAKARET ( Sanığın "...Tayyip Uyan Ülke Elden Gidiyor Lan..." Tümcesini Parçanın Nakaratı Olarak Defalarca Tekrarladığı - Eleştiri ve Sitem Sınırları Aşıldığından Sanığın Hakaret Suçundan Hükümlülüğüne Karar Verileceği )
• ELEŞTİRİ VE SİTEM SINIRININ AŞILMASI ( Sanığın İnternet Sitelerinde Yayınladığı Şarkı ve Klipte "...Tayyip Uyan Ülke Elden Gidiyor Lan..." Tümcesini Parçanın Nakaratı Olarak Defalarca Tekrarladığı - Eleştiri ve Sitem Sınırları Aşıldığından Sanığın Hakaret Suçundan Hükümlülüğüne Karar Verileceği )
5237/m.125
ÖZET : Sanığın çeşitli internet sitelerinde yayınladığı klip ve içindeki "rep" parçasında katılan Recep Tayyip Erdoğan'a "Tayyip uyan ülke elden gidiyor lan..." diye hitap etmesi ve tümceyi parçanın nakaratı olarak defalarca tekrarlaması eylemi, belirtilmesinde zorunluluk bulunmayan eleştiri ve sitem sınırlarını aşan, küçültücü değer yargılar içermesi nedeniyle suçun hukuka aykırılık öğesini oluşturduğu gözetilip, hakaret suçundan hükümlülük karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanığın çeşitli internet sitelerinde yayınladığı klip ve içindeki "rep" parçasında katılan Recep Tayip Erdoğan'a "Tayip uyan ülke elden gidiyor lan..." diye hitap etmesi ve tümceyi parçanın nakaratı olarak defalarca tekrarlaması eylemi, belirtilmesinde zorunluluk bulunmayan eleştiri ve sitem sınırlarını aşan, küçültücü değer yargılar içermesi nedeniyle suçun hukuka aykırılık öğesini oluşturduğu gözetilip, hakaret suçundan hükümlülük karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle beraat kararı verilmesi;
SONUÇ : Yasaya aykırı ve katılan Recep Tayip Erdoğan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.07.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2009/4-196
K. 2009/248
T. 27.10.2009
• KAMU GÖREVLİSİNE GÖREVİNDEN DOLAYI HAKARET ( İnternette Yayınlanan Müzik Parçasında Geçen "Lan, Kansız Ahmak, Piç İhtilali, Pis İstikbali, Alçak, Lan Asma" Sözcükleriyle Kamu Görevlisi Olan Katılana Görevinden Dolayı Hakaret Edildiğinden Suçun Oluştuğu )
• İNTERNET YOLUYLA KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET ( İnternette Yayınlanan Müzik Parçasında Geçen "Lan, Kansız Ahmak, Piç İhtilali, Pis İstikbali, Alçak, Lan Asma" Sözcükleriyle Kamu Görevlisi Olan Katılana Görevinden Dolayı Hakaret Edildiğinden Suçun Oluştuğu )
• HAKARET ( Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı - İnternette Yayınlanan Müzik Parçasında Geçen "Lan, Kansız Ahmak, Piç İhtilali, Pis İstikbali, Alçak, Lan Asma" Sözcükleriyle Kamu Görevlisi Olan Katılana Görevinden Dolayı Hakaret Edildiğinden Suçun Oluştuğu )
• RAP MÜZİĞİ İLE HAKARET ( "Rap" "Ağır Sözlü Eleştiri" Anlamına Geliyor Olsa Dahi Eleştiri ve Sitem Kişilerin Şereflerini Onurlarını Namuslarını Toplum İçindeki İtibarlarını İncitmeye ve Diğer Fertler Nezdindeki Saygınlıklarını Zedelemeye Yönelik Olarak Hakaret İçeren Sözcükler Kullanılmak Suretiyle Yapılamayacağı )
• BAŞBAKAN'A HAKARET ( İnternette Yayınlanan Müzik Parçasında Geçen "Lan, Kansız Ahmak, Piç İhtilali, Pis İstikbali, Alçak, Lan Asma" Sözcükleriyle Kamu Görevlisi Olan Katılana Görevinden Dolayı Hakaret Edildiğinden Suçun Oluştuğu )
5237/m.125/3-a
ÖZET : Uyuşmazlık; sanığın, yazıp besteleyerek internet sitesinde "Rap Müzik" tarzında seslendirdiği müzik parçasında, T.C. Başbakanı olarak görev yapmakta olan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak sarfettiği sözlerin "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunu" oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
Amerika Birleşik Devletleri'nin bazı eyaletlerindeki çetelerin birbirlerini ıslah etmek amacıyla oluşturdukları "Hiphop Kültürü'nün" müzik kolunu teşkil eden "Rap", kelime olarak "ağır sözlü eleştiri" anlamına geliyor olsa dahi; eleştiri ve sitem, kişilerin şereflerini, onurlarını, namuslarını, toplum içindeki itibarlarını incitmeye ve diğer fertler nezdindeki saygınlıklarını zedelemeye yönelik olarak hakaret içeren sözcükler kullanılmak suretiyle yapılamaz.
Açıklanan nedenlerle, sanık tarafından yazıldığında kuşku bulunmayan ve çeşitli internet sitelerinde yayınlanan "Ses Çıkarma" isimli müzik parçasında geçen, "lan, kansız ahmak, piç ihtilali, pis istikbali, alçak, lan asma" sözcükleriyle, kamu görevlisi olan katılana görevinden dolayı hakaret edildiğinin ve bu suretle 5237 sayılı TCY'nın 125/3-a maddesinde düzenlenmiş bulunan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunun unsurlarının oluştuğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
DAVA : Sanık S. U. hakkında internet yoluyla kamu görevlisine hakaret suçundan açılan kamu davasından beraatına ilişkin, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 11.07.2007 gün ve 55-718 sayılı hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07.07.2009 gün ve 2008/565-13635 sayı ile;
"... Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanığın çeşitli internet sitelerinde yayınladığı klip ve içindeki 'rep' parçasında katılan Recep Tayip Erdoğan'a 'Tayyip uyan ülke elden gidiyor lan...' diye hitap etmesi ve tümceyi parçanın nakaratı olarak defalarca tekrarlaması eylemi, belirtilmesinde zorunluluk bulunmayan eleştiri ve sitem sınırlarını aşan, küçültücü değer yargılar içermesi nedeniyle suçun hukuka aykırılık öğesini oluşturduğu gözetilip, hakaret suçundan hükümlülük karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle beraat kararı verilmesi...",
İsabetsizliğinden bozulmuş,
Yargıtay C.Başsavcılığınca 21.08.2009 gün ve 231489 sayı ile;
"... Sanık S. U. tarafından yazılıp söylenilen ve www.youtube.com alan adlı internet sitesinde, klip şeklinde yayınlanan 'ses çıkarma' isimli müzik parçası yayınlanmıştır. Bu müzik parçası, müzik terimleri sözlüğüne göre rap adı altında adlandırılmaktadır.
Rap, kökenleri 1970'lerin getto Amerika'sına dayanmaktadır ( Gangsta rap ). Amerika'nın bazı varoş eyaletlerindeki çetelerin birbirlerini ıslah amaçla buldukları Hiphop kültürünün müzik koludur.
Rap'in '[R]hytm [a]nd [P]oem ( Ritim ve şiir ya da Ritmik Şiir ) veya [R]ytmic [A]merican [P]oetry ( Ritmik Amerikan Şiiri )' sözcüklerinin kısaltması olduğu bilinir. Rap kısaltma olmadan kelime anlamı olarak ağır sözlü eleştiri demektir.
Rap, müziğin temposuna uyarlanarak söylenen sözlerdir. Rap hızlı söylenen bir müzik türüdür. Rap'ı 'ritmik şiir' olarak açıklamak mümkündür. Müziğin temposuna uygun olarak kafiyeli sözler söylemek Mc'lik olarak adlandırıldı. Rapte şiirin ölçüsü ritme dayalıdır. Aliterasyon, asonans, kinaye, mecaz, benzetme ve diğer söz sanatlarını görmek mümkündür. Secilere yer verilir ve genellikle yarım uyak kullanılır. İlk ortaya çıktığında ele alınan konular eğlence ve aşk iken yıllar sonra bazı Afro-Amerikan ozanların etkisiyle 'politik Rap' ortaya çıkıp ırkçılığa, faşizme, emperyalizme karşı sözler içeren sosyo-politik eleştirilere yer verilmiştir.
Battle Rap, rap müziğinin bir alt koludur. İsim vererek ya da üstü kapalı biri ya da birileri sözlerde iğnelenir... Altyapılar genellikle sert olur ve iğneleme yapıldığı için sert sözler kullanılır. Ülkemizde en çok örneğine rastlayabileceğimiz rap türüdür. ( 'http:tr.wikipedia.org/wiki/Rap' adresinden alındı )
Bu bilgilerin ışığında, sanığın müziğinin 'battle rap' olduğu sonucuna varılabilinir. Sanığın müziğinde kullandığı sözler eleştiri ve değer yargıları yukarda belirtilen nedenlerle sert ve çarpıcı sözlerle ifade edilip, kafiyeli sözler kullanılmış, kinaye, mecaz gibi söz sanatları kullanılmıştır.
Esasen, eleştirinin sert bir üslupla gerçekleştirilmesinin, kaba olmasının ve nezaket sınırlarını aşmasının, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgu olarak ortaya çıktığı, ancak; bu tür müziğin belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerdiğinin kabul edilmesi gerektiği, anılan müzik ile uğraşanların kullandıkları deyimler 'polemik' niteliğinde olsalar da, nesnel bir açıklamayla desteklendiklerinde, bu ifadelerin asılsız kişisel saldırı olarak görülemeyeceği, kamu görevinde bulunan veya talip olanların, diğerlerine oranla daha sert bilhassa basın, müzik, karikatür ve benzeri sanat dallarında eleştirilere muhatap kalmasının da doğal karşılanması gerektiği,
Kaldı ki sanığın nakaratta kullandığı lan kelimesini yaptığı müziğin ( sanatın icrası ) niteliğinde kullanıp katılanı hedef almaya yönelik olmadığı gibi sanatsal kafiyeyi sağlama, katılanın aynı tarihlerde benzer kelimeyi kullanmasının güncelliğinden yararlanarak hiciv yapma biçimindeki söz sanatını kullanma olarak değerlendirilmesi gerekeceği, anılanı hedef alıp onu küçük düşürmeye yönelik kastının da saptanamadığı, anılan kelimenin katılanın adı önüne konulmadığı gibi yaptığı görevine atfen de gösterilmediği, çağırma ünlemi olarak kendi hedef kitlesine seslenme biçiminde kullanıldığı sonucuna varılarak suçun oluşmadığı kanaati ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin hakaret içerdiği öne sürülen sözün katılana yönelik olduğu biçimindeki gerekçesinin bu nedenlerle yerinde bulunmayıp hükmün bozulması kapsamında değerlendirilmesinin yasaya aykırı olduğu...",
Gerekçeleri ile itiraz yasa yoluna başvurularak Özel Daire kararının kaldırılması ve Yerel Mahkeme hükmünün onanması talep olunmuştur.
Dosya, Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:
KARAR : Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; sanığın, yazıp besteleyerek internet sitesinde "Rap Müzik" tarzında seslendirdiği müzik parçasında, T.C. Başbakanı olarak görev yapmakta olan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak sarfettiği sözlerin "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunu" oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
İncelenen dosyada;
PİT 10 takma isimli bir kişinin, sözlerini kendisinin yazarak bestelediği "Ses Çıkarma" isimli müzik parçasını internette bir müzik forum sitesine yüklediği, aynı parçanın daha sonra www.youtube.com isimli internet sitesinde de şikayet ve dolayısıyla suç tarihi olan 17.08.2006 tarihine kadar yer aldığı,
Şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada, iddiaya konu olan müzik parçasını icra ettiği söylenen ve PİT 10 takma adını kullanan kişinin İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik-Ses Teknolojileri Bölümü öğrencilerinden 23.03.1988 doğumlu S. U. olduğunun saptandığı,
Sanık S. U.'ın, 22.11.2006 tarihinde Cumhuriyet savcısı huzurunda müdafii de hazır olduğu halde yaptığı savunmada; "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ekindeki dilekçede yer alan ve benim okuduğum şarkının sözleri bana aittir. İçerisinde hakaret yoktur. Şarkıda geçen "lan" kelimesi ise Başbakan'ın Mersin'de bir çiftçi ile tartışması sonrasında söylediği sözlerden dolayı şarkıya konmuştur. Eleştiri amaçlıdır. Ancak şarkı içindeki piç, alçak, beyni yıkanmış sözcükleri ise Başbakan'a yönelik değildir. Bunlar PKK'ya ve Abdullah Öcalan'a yöneliktir. Bu nedenle atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Her ne kadar dilekçede PİT 10 Grubu üyeleri denilmiş ise de, grup söz konusu değildir. Kendim çalıp söylüyorum. www.youtube.com adlı internet sitesine ben göndermedim. Şarkı bittiğinde birlikte görüştüğüm forum sitesine bu şarkıyı koydum. Bu çok kalabalık bir site değildi. Beni bilenler ve tanıyanlar dinliyordu. Bu şarkıyı oradan bir dinleyici almış slayt show şeklinde bir klip hazırlamış. Kim olduğunu bilmediğim kişi bunu belirtilen internet sitesine koymuş. Bu nedenle atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ben Atatürk'ün bir sözünü söylemek istiyorum. Köylü milletin efendisidir. Başbakan, Atatürk'ün sözünde efendi olarak belirttiği köylüye "lan" demiştir. Ben Atatürk'e saygının azaldığını düşünüyorum. Ve bunun da zapta yazılmasını istiyorum. Şarkıdan dolayı beni tanımadığım kişiler tehdit ediyor" derken, 24.05.2007 tarihinde mahkemede yaptığı savunmada da, aynı beyanları tekrar ettiği,
Ceza Genel Kurulu'nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı Türk Ceza Yasasında; 765 sayılı Türk Ceza Yasasında yer alan hakaret ve sövme suçu ayrımı kaldırılmıştır. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyada yer alan CD içerisindeki görüntüler incelendiğinde, klipte herhangi bir hakaret unsurunun yer almadığı, buna karşılık müzik parçasında geçen ve T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak söylendiğinde kuşku bulunmayan, nakarat şeklindeki "Tayyip uyan, ülke elden gidiyo lan" sözleri ile, "...Gazetelerde baş sayfa: Kansız ahmak!", "Başbakan'ın has mürettebatı, piç ihtilali, Elleriyle hazırlarlar pis istikbali", "...Yangın var, ancak; Ses çıkarma dört tarafta, Yaksınlar sancak. Kastın var alçak!" ve "...O... çocuğu İmralı'da yatsın lan asma!" dizelerinde geçen, "lan, kansız ahmak, piç ihtilali, pis istikbali, alçak, lan asma" kelimelerinin, gerek tek başlarına, gerekse parçanın bütünü içerisinde ihtiva ettikleri anlamları itibarıyla kamu görevlisi olan katılanı toplum içerisinde küçük düşürücü nitelikte olduklarının kabulü gerekmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri'nin bazı eyaletlerindeki çetelerin birbirlerini ıslah etmek amacıyla oluşturdukları "Hiphop Kültürü'nün" müzik kolunu teşkil eden "Rap", kelime olarak "ağır sözlü eleştiri" anlamına geliyor olsa dahi; eleştiri ve sitem, kişilerin şereflerini, onurlarını, namuslarını, toplum içindeki itibarlarını incitmeye ve diğer fertler nezdindeki saygınlıklarını zedelemeye yönelik olarak hakaret içeren sözcükler kullanılmak suretiyle yapılamaz.
Açıklanan nedenlerle, sanık tarafından yazıldığında kuşku bulunmayan ve çeşitli internet sitelerinde yayınlanan "Ses Çıkarma" isimli müzik parçasında geçen, "lan, kansız ahmak, piç ihtilali, pis istikbali, alçak, lan asma" sözcükleriyle, kamu görevlisi olan katılana görevinden dolayı hakaret edildiğinin ve bu suretle 5237 sayılı TCY'nın 125/3-a maddesinde düzenlenmiş bulunan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunun unsurlarının oluştuğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla; Özel Daire bozma kararı yerinde görüldüğünden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan 3 Genel Kurul Üyesi ise, "itirazın kabulü gerektiği yönünde" karşıoy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2009 günü yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. CEZA DAİRESİ
E. 2015/21272
K. 2017/2361
T. 6.3.2017
• HAKARET ( Sanığın İşyerine Haciz İşlemi İçin Gelmiş Olan Katılana Söylediği Kabul Edilen “Lanet Olsun Senin Gibi Memura” Biçimindeki Beddua Niteliğindeki Sözlerinin Şikayetçinin Onur Şeref ve Saygınlığını Rencide Edici Boyutta Olmaması Sebebiyle Hakaret Suçunun Unsurlarının Oluşmayacağı )
• BEDDUA NİTELİĞİNDEKİ SÖZLER ( Sanığın İşyerine Haciz İşlemi İçin Gelmiş Olan Katılana Söylediği Kabul Edilen “Lanet Olsun Senin Gibi Memura” Biçimindeki Sözlerinin Şikayetçinin Onur Şeref ve Saygınlığını Rencide Edici Boyutta Olmaması Sebebiyle Hakaret Suçunun Unsurlarının Oluşmadığı )
• SUÇUN OLUŞMAMASI ( Sanığın İşyerine Haciz İşlemi İçin Gelmiş Olan Katılana Söylediği Kabul Edilen “Lanet Olsun Senin Gibi Memura” Biçimindeki Beddua Niteliğindeki Sözlerinin Şikayetçinin Onur Şeref ve Saygınlığını Rencide Edici Boyutta Olmaması Sebebiyle Suçun Unsurlarının Oluşmadığı - Hakaret )
5237/m.125
ÖZET : Dava; hakaret suçuna ilişkindir. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın işyerine haciz işlemi için gelmiş olan katılana söylediği kabul edilen “lanet olsun senin gibi memura” biçimindeki beddua niteliğindeki sözlerinin, şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : 1- ) Sanık ... tarafından mahkemeye sunulan 10/10/2013 tarihli dilekçe de, eski hale getirme istemi ile birlikte temyiz isteminde de bulunduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Sanığın, daha önce tebligat yapılan adresine, gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği,
Anlaşıldığından, 5320 Sayılı Kanun'un 8/1 ve karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan 1412 Sayılı CMUK'nın 317. maddeleri uyarınca tebliğname uygun olarak, sanık ...'in eski hale getirme ve TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- ) Sanık ...'ın temyizinde,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
a- )Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemİn sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Sanıkların, görevi yaptırmamak için direnme eylemlerini birlikte gerçekleştirmelerine karşın TCK'nın 265/3. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına dair hükmün Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 Sayılı kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uygulanma olanağı ortadan kalkmış ise de, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde re'sen, TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasında öngörüldüğü biçimde uygulanabileceği,
Anlaşıldığından, sanık ...'ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
b- )Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
aa- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın işyerine haciz işlemi için gelmiş olan katılana söylediği kabul edilen “lanet olsun senin gibi memura” biçimindeki beddua niteliğindeki sözlerinin, şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
bb-Kabule göre de, TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına dair hükmün Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 Sayılı kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uygulanma olanağı ortadan kalkmış olması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, bozma kararının, 1412 CMUK'nın 325. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, sanık ...'e de sirayet ettirilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HAKARET SUÇU İLE İLGİLİ ŞİKÂYET DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
................ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
MÜŞTEKİ : Ad Soyad (TC Kimlik No)
VEKİLİ : ..................
Adres : ..................
ŞÜPHELİ : Ad Soyad
Adres : ..................
SUÇ : Hakaret Suçu
SUÇ TARİHİ : ..../..../20....
KONU : Yukarıda yazılı şüpheli şahsın müvekkile yönelik işlediği hakaret suçundan dolayı hakkında soruşturma başlatılarak kamu davasının açılması talepli suç duyurusudur.
AÇIKLAMALAR :
- Yaşanılan olay ayrıntılı olarak anlatılmalı.
- Yaşanılan olayla ilgili deliller belirtilmeli, dilekçeye eklenecek bir delil var ise dilekçe sonunda Ekler başlığı altında tek tek bu deliller yazılmalı.
HUKUKİ SEBEPLER : TCK, CMK ve ilgili her türlü mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER. : Tanık, yemin, bilirkişi, video kaydı, sms kayıtları, her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM. : Yukarıda açıklanan ve gerekçelendirilen nedenlerle; şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av. Ad Soyad
İmza
Avukat Özgür ERASLAN
İşbu İnternet Sitesi’nin tasarım ve tüm içeriği 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca korunmaktadır. İçeriğin izinsiz kullanılması halinde tüm yasal haklarımız saklıdır.